31.3.16

Hacı Mustafa Hayri Baba

H.Ömer Hüdai >H.Muhammet Baba > H.Mustafa Hayrı Baba > H.Hafız Mustafa Özgür



 Kadiri Rufai >Halveti > Celveti 


Hacı Mustafa Hayri Baba; 1894 yılında Malatya da doğmuş, küçük yaşta yetim kalınca eniştesi Hafız Nafiz Efendi kendisini İstanbul’a getirir ve burada Fransız Kolejinde eğitimine devam ettirir. Koleje devam eden Hayrı bu arada Kadri Tarikat Şeyhi olan Hacı Muhammed Baba ile karşılaşır ve ondan ders almak ister olayları şöyle anlatır.
Hayri Baba: ''Hocam, Geylani Hazretlerini çok seviyorum. Bana kadiri dersi verir misiniz'' dedim

Hacı Muhammed Baba: ''Evladım; biz bu şehre sadece senin için geldik.  Zaten beni bu şehre manen Abdulkadir Geylani Hazretleri gönderdi. Sen evladı Resül olan Koca Vaiz sülalesinden geliyorsun, sülalenden bu güne kadar 70 evliya yetişti. Sende çalış 71 nci evliya ol''

Hacı Muhammed Baba’nın bana böyle demesinden sonra bir gece rüyamda Hz. Fatıma ‘yı gördüm. Bana dedi ki; “senin gözlerin Al-i Resül’e benziyor.”dedi. Sonra Hz. Ali Efendimize dönerek öyle değil mi ya Ali, diye sordu. Hz. Ali Efendimizde “evet ya Fatıma Al-i Resül’e benziyor dedi. Daha sonra Hz. Fatıma gözünün birini çıkararak benim gözüme, benden çıkarttığı gözü de kendi gözüne taktı ve bana tebessüm etti. Daha sonra uyandığımda üzerimde birkaç damla kan lekesi gördüm. Ve şeyhim Hacı Muhammed Baba’nın ne denli doğru söylediğine kanaat getirdim’’
   Elazığ’ın Kuheng köyüne  yaşayan Hacı Muhammed Baba’yı  sık sık ziyarete giderdim ve bir gün bana;

Hacı Muhammed Baba: ''Evladım Hayri, ben seni tanıdığımda sen daha annenin karnında bile değildin'' dedi.
Hayrı Baba: ''Bu nasıl oldu efendim?'' dedim

Hacı Muhammed Baba: ''Bir gün şeyhim Hacı Ömer Hüdayi Baba’yı ziyarete gitmiştim. Atlarla bir yere gitmemiz gerekti. Efendimi atına bindirip kendim de atıma binmek için ata yöneldim atın üzerinde birisini gördüm ve çok şaşırdım.''

Hacı Ömer Hüdayi Baba: ''Evladım bunu tanıdın mı?'' dedi
Hacı Muhammed Baba: ''Hayır efendim bu kimdir?'' dedim
Hacı Ömer Hüdayi Baba''Senden sonra senin görevini yürütecek olan Koca Vaiz oğullarından Mustafa Hayri’dir'' dedi

       Bir gün yine  Elazığa Efendimi ziyarete gitmiştim, sohbetten sonra bana ölümün herkes için hak olduğunu gün gelip kendisinin de bu şerbeti içeceğini işaret etti. O an her nedense gafil bulundum. Ziyaretimi bitirerek Malatya’ya döndüm. Dairede işlerime baktığım bir gündü ki, zahiren kulağımda bir ses işittim. Bu şeyhimin sesiydi ve bana “Evladım Hayri acele gel.” diyordu.

       Hemen işimi bıraktım, bir taksiye binerek Elazığ’a vardım. Vardığımda şeyhim ağır hasta yatıyordu. Beni gören Hacı Muhammed Baba’nın oğlu Mevlüt Efendi hayretle bana, ”Hayri kardeş, nereden haber aldın da böyle acele geldin?” deyince duyduğum sesi ona anlattım ve Mevlüt Efendi''Demek babamı daha tanıyamamışım'' diyerek ağlamaya başladı ve bana şöyle dedi

Mevlüt Efendi:  İki saat önce yattığı yerden bana seslendi. ''Oğlum Mevlüt beni kapıya çıkar'' dedi. Ben de kendisine baba ağır hastasın kapıda ne işin var dedim.
''Hayri’yi çağıracağım'' deyince ben yine itiraz ettim. Babama, Hayri nerede sen nerede nasıl çağıracaksın dedim. Bu sefer bana kızgın bir sesle, ''Beni kapıya çıkar gerisine de kanşma'' dedi. Kapıya çıkardığımda yönünü Malatya’ya çevirerek yüksek bir sesle ''Evladım Hayri acele gel'' diye seslendi. Saat tuttum ve iki saat sonra sen buraya geldin dedi

       Daha sonra şeyhimin yanına girdim. Bana bir emri olup olmadığını sordum. Ağır hastalığından dolayı zorlanarak konuştu;

Hacı Muhammed Baba: ''Evladım, bu manevi görevi sana bırakıyorum. İcazetin ve emanetlerin vasiyetimde yazılıdır. Ben göçtükten sonra onlara sahip çıkarsın. Kabrimi hemen yaptırıp beni defin edersin. Senden sonra pek bir zorluk olmayacak ama yine de bazı zorluklar göreceksin. O uğraşanları imtihan kabul et ve sabret. Sonra çekil belli bir zaman gizli çalış dedi''

Bunlarla birlikte birçok tavsiyede daha bulundu ve beni uğurladı. Malatya’ya döndükten kısa bir süre sonra acı haberi aldım. Ve hemen Elazığ’a vardım. Şeyhimin vasiyetini yerine getirdim. Defnettim bana bırakmış olduğu emanetler olan icazetnamemi, bir adet teşbihi, bir tacı ve Üzeyir Aleyhisselamdan kalma el işlemesi bir adet seccadeyi teslim aldım.

       Böylece şeyhi Hacı Muhammed Efendi’den sonra Hayri Baba Hazretleri irşad görevine başlıyor. Şeyhi Hacı Muhammed Babanın işaret ettiği gibi bu irşad görevi ile birlikte bir çok zorluk ve meşakkatler birlikte geliyor. O zorlukların birini de Menemen hadiseleri patlak verdiği dönemde yaşıyor. Tutuklanıyor, sakalı zorla kesiliyor ve bir çok eziyetler çektiriliyor

HAC NASIL YAPILIR?

    1. İhrama girmek(Farz) 2. Tavaf yapmak(F...